Kadınların Korkulu Rüyası Osteoporoz (Kemik Erimesi)
Çağımızın
hastalığı, kadınların korkulu rüyası olan Osteoporoz (Kemik Erimesi)
Menapoz sonrası dönemde kadınlarda sıkça rastlanmaktadır. Yaşam
kalitesinin bozulmasına ve kırık riskinin artmasına neden olan bir
hastalıktır. Antalya Kamu Hastaneleri Birliği’ne bağlı Alaadin Keykubat
Üniversitesi Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Fizik Tedavi Uzmanı
Dr. İsmet Aslı Topçuoğlu Osteoporoz hakkında açıklamada bulunmuştur.
Osteoporoz, düşük kemik kütlesiyle birlikte kemik kırılganlığının ve
kırık olasılığının artmasıyla karakterize olan sistemik bir iskelet
hastalığıdır diyen Uzman Dr. İsmet Aslı Topçuoğlu açıklamasına şöyle
devam etti; “Kırık riskinin artması osteoporozu önemli bir hastalık
haline getirmiştir. Çünkü osteoporoza bağlı kırıklar, yaşam kalitesinde
bozulmaya, kırığa bağlı komplikasyonlarla karşılaşmada artmaya, kişinin
bağımlılığının artmasına ve uzun süreli hareket kaybına yol açmaktadır.
Kemik kütlesinde azalma meydana gelen bu hastalıkta azalmadan en az
etkilenmek için doruk kemik kütlesi dediğimiz kemik yoğunluğunun yüksek
olması hastalıktan korunmada avantajlı olmamızı sağlamaktadır” dedi.
Doruk kemik kütlesini açıklayan Uzm. Dr. İsmet Aslı Topçuoğlu, yaşam
süresi boyunca kemik üzerinde bir döngü mevcuttur. Bu döngü yapım ve
yıkım şeklinde olmaktadır. Ortalama adolesan (ergenlik) döneme kadar ki
döngüde yapım yıkımdan daha fazla olurken 40 yaş civarına kadar yapım ve
yıkım eşit olarak gitmekte fakat 40 yaş sonrasında ise maalesef yıkım
yapımın önüne geçerek kemik kütlesindeki azalma başlamış olmaktadır diye
belirtti.
Bu yüzden adolesan dönemine kadar oluşan kemiğin doruk
kütlesinin yüksek olması osteoporozdan korunmada veya az etkilenmede
önemlidir diye vurgu yapan Uzm. Dr. İsmet Aslı Topçuoğlu, yeterli doruk
kemik kütlesine ulaşmak optimal bir birikim yapmak için ise “Yeterli
kalsiyum alınması, protein bakımından zengin gıdalarla beslenilmesi,
bol d vitamini alımı (güneş ışığı veya besinlerden) ve kemik üzerine
stres yaratan egzersizler (koşma, yürüme gibi) gereklidir. Tüm bunların
yanında ayrıca sedanter yaşamdan uzak durulmalı, alkol ve sigara
tüketimi ile kafein içeren gıdalardan kaçınmak gerekmektedir” dedi.
Peki Kemik Erimesi Kimlerde Görülür?
Osteoporoz’un 50 yaş sonrası post menapozal kadınlarda ve 70 yaş
sonrası kadın ile erkeklerde eşit oranda görüldüğünü belirten Uzm. Dr.
İsmet Aslı Topçuoğlu; “narin vücut yapısı, maternal geçmiş (annede
osteoporoz öyküsü), düşük doruk kemik kütlesi, beyaz ırk, kadın
cinsiyet, yaşlılık, erken menapoz öyküsü, geç adet başlaması, çok doğum
ve bazı hastalıklar (romatoid artrit, hipertroidi, hiperparatroidi,
gastrointestinal hastalıklar...) ile ağır beslenme bozukluğuna yol açan
durumlar osteoporoz için değiştirilemeyen risk faktörleridir” dedi.
Osteoporozun tanısı zor olmamakla birlikte çok belirgin semptom ve bulgu
vermemektedir diyen Uzm. Dr. İsmet Aslı Topçuoğlu, “O yüzden risk
faktörleri olan kişilerde ve postmenapozal kadınlarda mutlaka kemik
taraması yapılıp değerlendirilmelidir. Yanlış bilinenin aksine kemik
erimesi ağrı yapmamasına rağmen sadece omur kırıklarında akut ağrı
şeklinde sırt ağrıları veya postür bozukluğuna bağlı kronik sırt
ağrıları görülebilir. Bu süreçte boy kısalması diğer bir klinik bulgu
olarak karşımıza gelebilir. Ancak yaşlandıkça omurlar arasında bulunan
disklerin su miktarı azaldığından ileri yaşlarda gençlik boyumuza göre
yaklaşık 2 cm boy kısalığı oluşabilirken ileri osteoporozda 6 cm gibi
bir boy kısalığı karşımıza gelmektedir. Ayrıca öne eğik duruş bozukluğu
karın içi basıncının artmasına, göğüs kafesinin daralması ve nefes
darlığına sebep olabilmekte ve tabi ki herkesin bildiği gibi kırıklara
da yol açabilmektedir” dedi.
Osteoporozun tanısında kemik yoğunluğu
ölçümü altın standart olmakta ve bunu da DEXA ile değerlendirmekteyiz
diyen Uzm. Dr. İsmet Aslı Topçuoğlu; “Vücutta 2 bölgeden bakılmakta olup
Lomber vertebra dediğimiz bel omurları ve kalça kemiğinin boyun
kısmından değerlendirilmektedir” dedi.
Osteoporoz’un tedavisinden
önce osteoporozdan korunma ve risk faktörlerini azaltmanın çok önemli
olduğuna vurgu yapan Uzm. Dr. İsmet Aslı Topçuoğlu; “Bu yüzden anne
karnından itibaren osteoporozla mücadele edilmelidir. Hamilelik
döneminde kalsiyum ve d vitamini desteği hem hamile kadında hem de
bebekte ileri yaşlarda oluşabilecek osteoporozdan korunmada önemlidir.
Sadece hamilelik ve bebeklik dönemi değil yaşam boyu kalsiyum ve d
vitamini desteği her yaş grubu ve cinsiyet için gereklidir. Bunun
dışında egzersiz yapmak diğer önemli faktörlerden birisidir. Özellikle
kemik üzerine ağırlık bindiren egzersizler osteoporozdan korunmada daha
da ön plana çıkmaktadır. Bu egzersizler koşma, yürüme gibi kemik üzerine
yük bindiren egzersizlerdir. Kısacası osteoporoz tedavisi önemli
olmakla birlikte osteoporozdan korunma daha da önemlidir. Bunun içinde
osteoporoz yapan nedenleri iyi bilmek, gerekiyorsa tedaviye uyum
sağlamak, yıllık takiplerini yaptırmak gereklidir” dedi.